Elif Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz? Neler yapıyorsunuz?
3 yıldır Kadıköy Belediyesi’nde barınak ve hayvan hakları koordinatörü olarak çalışıyorum. İşim, bakımevimizde ki hayvanlardan, hayvan hakları ile ilgili kamu spotları hazırlamak, ilkokul ve lise seviyesinde ki okullara giderek çocuklara hayvan sevgisi ve hayvan hakları ile ilgili bilgiler vermek gibi geniş bir yelpazede uzun yıllardır yaşam hakkı savunucusuyum.
Atlı faytonlar ile ilgili çalışmalarınıza ne zaman başladınız? Sizi bu çalışmaya yönelten neydi?
Fayton atlarının yaşamlarını yakından görmem yaklaşık 15 yıl öncesine dayanıyor. Büyükada’daki hayvan bakımevine gittiğim dönemlerden başlayarak atların çektiği ve eziyeti ve ağır sömürü sitemini görüyordum. O dönemlerde Adalar’a gelen turist ve ziyaretçi sayısı bu kadar yoğun değildi. Son yıllarda bu sayıda çok fazla artış var. Gezi programlarına, fayton gezisini de dâhil eden turizm firmaları ve adalardaki esnafın turizm geliri talebi yüzünden atların çektikleri eziyet ve sömürü gün geçtikçe artıyor.
Peki, genel olarak faytonlarla ilgili bilinçlenme ve mücadele ne zaman başladı?
4 yıldır, kamuoyuna #faytonabinmeatlarölüyor platformu olarak; faytonların, atları ağır bir sömürü sisteminde öğüttüğünü, yok edilenlerin yerine köle pazarında olduğu gibi yenilerinin getirildiğini ve faytonlara binen herkesin bu sömürüye katkı sunduğunu kamuoyuna anlatıyoruz. Büyükada’da denize atılmış, bedeni bir süre sonra suyun üstüne çıkan atın görüntüsü, ormanın içinde bakımsızlık ve açlıktan bir deri bir kemik kalmış atların görüntüleri, yavrusunun yanında can çekişirken çırpınmaktan derileri parçalanıp kanlar içinde ölen anne atın görüntüleri sosyal medya aracılığıyla binlerce insana ulaştı.4 yıl içinde, bir tanesi Büyükada da olmak üzere 4 eylem yaptık. Adalar iskelelerinde broşürler dağıttık. Geçen yıl platformumuzdan Melih Kosif arkadaşım fayton atları ile ilgili bir kısa belgesel yaptı. Yıllardır, bilenmeyen, konuşulmayan fayton atları konusunu kamuoyuna duyurduk ve bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. #faytonabinmeatlarölüyor slogan haline geldi.
Faytonlar neden kaldırılmalı? Faytonlarla ilgili tek çözüm kaldırılmaları mı? Yoksa koşulların iyileştirilmesiyle adada fayton kullanımı devam edebilir mi?
Adalardaki faytonlar İBB’nin yetkisinde. Bu kurum tarafından yıllardır koşulları düzeltileceği, daha iyi bakım sağlanacağı, denetimlerin arttırılacağı söyleniyor ama bunun için bir şey yapılmadığını gördük ki zaten hayvan özgürlüğüne ve hiçbir hayvanın insana hizmet için var olmadığına inanan bir insan olarak atların da çalıştırılmasına karşıyım. Tek çözümün de faytonların kaldırılması olduğunu söylüyorum. Bir at ortalama 25 yıl yaşayabiliyorken, fayton atları ağır koşullar nedeniyle 2 yıl yaşayabiliyorlar. Tabii bu koşullarda buna ‘yaşamak’ denilebilirse
Faytonların kaldırılması durumunda mevcut atlara ne olacak?
Rehabilitasyon merkezi açılmalı. Faytonlar kaldırıldıktan sonra, sömürüden kurtulmuş atlar için rehabilitasyon merkezi ve barınak yapılarak yaşamlarının sonuna kadar burada kalmaları sağlanabilir. Yurt dışında örnekleri var. Özellikle Büyükada’da faytonlar, bisikletler, kamuya ait motorlu araçlar ve akülü araçların yarattığı bir kaos var. Bir an önce bu trafik kargaşasının, insan yaşamı içinde hayati bir tehlikeye sebebiyet vermeden çözümlenmesi, atlı faytonların tamamıyla kaldırılarak çevreye ve doğaya dost (elektrikli fayton, mini tren yurt dışında örnekleri var, ya da tramvay)ulaşım sistemlerinin bir an evvel hayata geçirilmesi gerekiyor. Kısırkaya’da 72 hektarlık dev bir araziyi devralarak, hiçbir şekilde hayvan menfaati düşünülmeden bir toplama kampı yapan İBB, söz konusu atlar için, sığınak modelinde bir tesis neden yapamasın? Yeter ki yapılmak istensin. Zor ya da imkansız değil. Her türlü konuda, hiç düşünülmeden savurganca kullanılan kamu kaynakları, sadece bir kereye mahsus olmak üzere, bu atların “emekliliği” döneminde kullanılabilir.
Fayton sorunu ve çözümleri sadece Adalar için mi geçerli?
Faytonlar yoğun olarak İstanbul adalarda kullanılıyor fakat, Antalya, İzmir başta olmak üzere faytonların olduğu bir çok yer var. Yazın sıcağında motorlu araçların trafiğin gürültüsünün içinde Atlar kullanılıyor. Faytonların hiçbir yerde olmasını istemiyoruz. Geçen yıllarda, Antalya ve İzmir’e de giderek basın açıklaması yapıp sesimizi duyurmaya çalıştık.
Tabi ki ülkemizde, faytonların haricinde yük taşımacılığında kullanılan atlar var. Bu da ayrı bir yara. Nasıl çalıştırıyorlar, neler yaşıyorlar zaman zaman medya aracılığı ile görüyoruz. Bunun dışında yarış atları var. Üzerinden milyon dolarlar kazanılan, sömürülen atlar.. Ülkemizde; atlar ağır sömürüye uğrayan, eziyet çektirilen, üzerinden para kazanılan ve tüm bunlara rağmen en az hakkı aranan hayvanlar… Çok üzülerek söylüyorum bunu. Faytonların atları tüm hızıyla öğütmeye devam ettiğini, beraberinde getirdiği ölümleri, atların maruz kaldığı zulmü, işkenceyi ve bunun karşısında hiç de zor olmayan çözüm önerilerimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için Ajanimo’ya çok teşekkür ederiz
Leave a Reply